Cafer Bayram
Sosyal medyaya; “15 Temmuz’dan sonra başlatılan cadı avında KHK ile mesle- ğinden ihraç edildikten sonra yakalandığı
kansere yenik düşen öğretmen Cafer Bayram, ders verdiği okulun bahçesinde tabutu musalla taşı yerine sıraya konarak son yolculuğuna uğurlandı.” ifadesi düştü.
Zeki Güven
Polis Koleji’nde tanıma şerefine er- dim Zeki Güven’i, henüz 14 yaşın- dayken. 8 yıl aynı sınıfta okuduk.Henüz çocuk yaşlardaydık tanıştığımızda ama o çoktan olgunlaşmıştı.Polis memuru bir baba ve ev hanımı bir annenin en büyük oğluydu. Onu her zaman ağırbaşlı ve beyefendi tavırlarıyla tanıdım ve hep öyle hatırlıyorum. İsmiyle müsemma biriydi ancak bunu hiç belli etmezdi.
Prof. Dr. Hakan Acar
Bursa Özel Nilüfer Lisesi son sınıf öğrenci- si Hakan Acar’ı tanıdığımda 16 yaşında fidan gibi bir delikanlıydı. Gülen gözleri,
sahip olduğu zekânın ışıltıları ile parlıyordu. Her- kesin sevdiği okul birincisi genç adamın yüreği sevgi dolu, gelecekle ilgili çok sevdiği ülkesi adına idealleri de içeren planları vardı. Okulda herkese örnek, çalışkan ve yardımseverdi.
Berfo (Ana) Kırbayır
12Eylül 1980 darbesinden bir gün sonra Cemil Kırbayır, Eğitim
Enstitüsü son sınıf öğrencisi iken 26 yaşında gözaltına alındıktan sonra kayboldu. Annesi, Berfo Ana 33 yıl kesintisiz oğlunun izini sürdü. Dile kolay 33 yıl. Son nefesini 2013’te veren 105 yaşındaki Ardahanlı Berfo Ana, gözü arkada ve o ahıyla gitti.
Feti Ün
İktidarın ve muhalefetin yaşattığı tezatlıklar nedeniyle, 1990-1994 yılları arasında, yani 30 yıl önce Sayın Gülen’in avukatlığını yapmış olmaktan dolayı terör örgütü üyesi olmak iddiasıyla hakkında dava açıldı. İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri tara- fından da, avukatlık yapmış olması artırıcı neden olarak kabul edilerek 12 yıl hapis cezası verildi.
Şaban Kök
1948’de Bilecik’te dünyaya geldi Şaban Kök. Fakirlik, yokluk içinde 18-20 kişilik geniş ailenin bir zemin katı paylaşmak
zorunda olduğu şartlarda geçti çocukluğu. Matematiği çok iyiydi, okumayı seviyordu ama imkânlar ona ancak ortaokulu bitirme fırsatı verdi. Kök ailesi babadan, dededen lokantacı olduklarından o da 1976 yılında 3 tekerlekli bir motor ile endüstriyel yemek dağıtımına “Bismillah!” diyerek giriş yaptı.
Cihanşah Uysal
Baba Süleyman Uysal ve anne Fahriye Uysal, oğlunun ne hastalık döneminde ne de vefat anında yanında bulunamadı.
Cihanşah, bir garip gibi defnedildi.
Ailesi cadı avı sebebiyle, oğlunun defin işlemlerini internetten izlemek zorunda kaldı.
Hayatımın mihenk taşı, devrilmez dağım: Babam
Yürürken bir ara telefonum çalmıştı, arayan ablamdı. Ablamın sesiyle tarifi imkansız bir acıyla tanışacağımı hissediyordum. “Hilal yanında biri var mı?” diye sordu. “Var” dedikten sonra “babamı kaybettik” dedi. Bu kadardı! Kaybettik, gitti! Bu iki kelime sıradan bir kelime olmaktan çıkmış babamın benden gidişini haber eden iki kelime oluvermişti.
Vahyettin (Yahya) Bayat
Yaşı çok büyük olmasa da Vahyettin (Yahya) Bayat’a biz Yahya Abi derdik. Oldukça geniş omuzlu, pehlivan yapılı, güçlü kuvvetli biriydi ve gördüğünüz andan itibaren size güven verirdi. Asla lafı dolandırmaz, sözünü sakınmaz, doğru bildiklerini dolaysız olarak ifade ederdi. Doksanların başı, Diyarbakır’da Hizmet’e sahip çıkan çok az esnaftan biriydi Yahya Abi. Kendisini ilk defa ne zaman ve nerede tanıdığımı hatırlamıyorum.
Fuat Kurt
Kahramanmaraş’ta Beden Eğitimi Öğretmeni iken çok sevdiği mesleğin- den KHK ile ihraç edilen Fuat Kurt,
bölgenin tanınan ve sevilen öğretmenlerinden birisiydi. KHK ile ihracı sonrasında yaşadığı üzüntü ve stres sonucu daha önce yendiği kanser hastalığı tekrar nüksetti. 41 yaşında vefat etti.