Prof. Dr. Suat Yıldırım
(Yakını)
Almanya’da bilgisayar mühendisi oldu. Alman vatandaşlığını da alıp orada bir firmada çalışmaya başladı. Azerbaycanlı bir hanımla evli olup iki küçük çocukları olmuştu. 20 Haziran 2017’de tek başına İstanbul’da ailesini ziyaret için geldiğinde havaalanında tutuklandı. Sebepse bir mektuptaki parmak izinin kendisine ait olduğu iddiası.
Bayburt’a gönderildi. Bayburt Asliye Ceza Mahkemesi bu izin ona ait olmadığına hükmederek beraatına karar verdi, fakat savcının müracaatı üzerine istinaf mahkemesi kararı boz- du. İki yıl kadar hapisten sonra yurt dışı yasağı ile tahliye edildi.
GERİYE İKİ YETİM BIRAKARAK, ZULÜMLE ÖBÜR ÂLEME GİTTİ
Eşi ve çocukları Almanya’da perişan, kendisi ise onlara hasret… Gidemeyince iş aradı. Bir otomotiv firmasında işe başlayacakken güvenlik soruşturması önünü kesti. Hukuk Fakültesi mezunu annesi Hizmet irtibatı sebebiyle Antalya’ya sevk edilip orada tutuklandı. Bu katmerli zulümlere ve acılara dayanamayan otuzlu yaşlardaki Muhammed Said Aksakal, Kasım 2021’de İstanbul’da vefat etti. İstanbul’da komşumuz olan bu nurlu aile, yaşadıkları mazlumiyetlerin büyük mükâfatını ahirette inşallah görecekler. M. Said Aksakal’ın ailesini Almanya’da 2016’da evlerinde ziyaret etmiştik. Rabbimiz annesi Arife Hanım’a ferec ve kurtuluş, babası Sabahattin Bey’e sabır ve afiyet ihsan etsin.
BİR DEVRİN UTANCI: AKSAKAL’IN DRAM DOLU HİKÂYESİ!
Zulüm nedeniyle rahmet-i Rahman’a kavuşan Muhammed Said Aksakal’ın vefatından sonra, avukatlarından Ahmet Yaşar’ın Bayburt Asliye Ceza Mahkemesi’ne verdiği Avukat Adem Şahintürk’ün dilekçesinden farklı bazı önemli bilgi ve detayları ihtiva eden dilekçenin özeti. Bu süreçteki yürek yakıcı hukuk facialarından biri.
* Müvekkil yaklaşık 11 yaşında maddî imkânsızlık ve yokluk sebebiyle gurbete gitmiş, tüm zorluklara rağmen Almanya’da üniversiteyi bitirmiş, yüksek lisans yapmış, orada evlenmiş, anne-baba ve vatan hasretiyle ömrünü devam ettirmiş bir vatan evlâdıdır.
* 20.06.2017’de amcasının vefatı münasebetiyle Türkiye ye gelmiş, geldiği gün gözaltına alınmış, yıllardır görmediği amcasının cenazesine katılamadan apar topar havaalanında alıkonulmuş, hayatında hiç görmediği Bayburt’a götürülmüş ve burada yaklaşık 9 ay hukuksuz bir şekilde tutuklu kalmıştır.
* Said Aksakal ilk mahkemesinde beraat etmişti, ama yurt dışı yasağı kaldırılmamıştı. Aslında bu karar beraat veren ilk derece mahkemesinin kendisiyle çelişmesiydi.
Müvekkil tutuklandığında eşi sezaryenle yeni doğum yapmış, ikinci çocuğu dünyaya gelmiş, kendisine en çok ihtiyaç olunan dönemde tutuklu kalmış, beraat etmiş, ama yurt dışı yasağı kaldırılmamıştı. Buna ilişkin onlarca talebin tamamı reddedilmişti.
Nihayetinde sabırla istinaf sonucunu bekleyen Aksakal hakkında istinaf mahkemesinde çok absürt ve akıl almaz bir karar verilerek beraat kararı bozuldu. Akıl almaz bir karardı, çünkü 35 cumhuriyet savcılığının bulunduğu ilde F.tö yargılamalarında görev yapan bütün hâkim ve savcılara müzekkere yazılması kararı verildi. Bu hukuksuz karara direnmeyen Asliye Ceza Mahkemesi, yüzlerce hâkim, cumhuriyet savcısı, başsavcı, mahkeme başkanı ve Yargıtay üyesinin dos- yaya taraf kaydedilmesine karar verdi.
ANNESİ VE BABASI DA CEZAEVİNDE KALDI
Muhammed Said Aksakal’ın babası, Yeni Asya gazetesinin ilk Yazı İşleri Müdürü Sabahaddin Aksakal, sırf Kur’an tefsiri okudukları için 1967’de tutuklanıp Sultanahmet Cezaevi’ne gönderilen Risale-i Nur talebelerinden biri. 12 Eylül döneminde de Yeni Asya gazetesindeki görevi nedeniyle defalarca Selimiye Kışlası’nda sorguya çekildi. Eşi Arife Aksakal’ın ise oğlu gibi bir iftira sonucu evi basıldı ve Antalya’da aylarca hastalıklarına rağmen cezaevinde tutuldu. Yoğun uğraşlardan sonra hastalıkları mahkemeye anlatılarak tahliye edilen Arife Aksakal’ın yargılaması devam ediyor.