YitenCANlar

mevlüt Öztaş

Mevlüt Öztaş

Doğum tarihi: 

Vefat tarihi: 

Vefat sebebi: 

Mesleği:

28.05.1971

19.08.2020

Cezaevi-Kanser

Gazeteci

yiten canlar

Cezaevinde kanser ettiler, hastanede de ayağı kelepçeli tuttular

Gülten Öztaş

(Eşi)

     Cezaevlerindeki ağır hastalardan biri de gazeteci Mevlüt Öztaş’tı. Şubat 2018’de tutuklandı. Uşak E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Orada kasık fıtığı olduğu ortaya çıktı. Ailesine haber bile verilmeden ameliyat edildi. Cezaevi şartlarından dolayı böbrek yetmezliği ortaya çıktı. Defalarca tahliye talep etti. Ancak bütün talepleri reddedildi.

     Hipertansiyon rahatsızlığı olduğu tespit edildi. Yargılama sonucu mahkeme 9 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Suçlandığı konu ise; Cihan Haber Ajansında çalışmış olması.

     Sonra Afyon Cezaevine nakledildi.

     Burada ise sakalı uzun olduğu gerekçesiyle hücre cezası verildi. 3 Nisan’daki görüşmede ailesine acilen hastaneye kaldırıldığını, safra kesesi ameliyatı olduğunu anlattı. Hastane yönetimi, biz ailesine haber bile vermemişti.

 

CEZAEVİNDE KANSER OLDU,

 

     Rahatsızlanması üzerine 8 Nisan 2020 Ankara’ya sevk edildi. Kanser olmuştu. Mübarek günlerde dünyaya geldiği için

     Mevlüt koymuşlar adını. Hem kendi annesine babasına hem de benim anneme babama saygılı hayırlı bir evlat oldu. İnsanlar içinde sevilen saygı duyulan bir insandı. İnsanlara doğru yalansız haber yapabilme adına mesleği öğretmenliği bırakıp gazetecilik yapmayı tercih etti. Hayatımızda her şey çok güzel gidiyordu o kara gün gelene kadar. Önce işsiz kaldık, sonra ömrümüz- de karşılaşmadığımız olaylara şahit olduk.

 

POLİS ŞAFAK VAKTİ EVİMİZİ BASTI

 

     Şafak vakti polisler evimizi basıp suçluymuşuz gibi evimizi talan ettiler, o muameleye rağmen polis memurlarına çay ikram etti. Ona terörist muamelesi yapılmasını kaldıramadı, ben kurtuluş savaşında savaşıp gazi olan dedenin torunuyum, ona layık görülen madalyalar hâlâ duruyor, ben nasıl terörist olurum diyordu.

     Onu en çok bu muamele üzüyor kahrediyordu. Hiçbir sağlık sorunu yokken girdiği cezaevinden dermanı olmayan bir hastalıkla çıktı. Hastalığının en zor günlerini cezaevinde tek başına sonrasında ayakları yatağa kelepçeli yine tek başına geçirdi. O günlerinde onun yanında olmamız bile çok görüldü.

     Orada öleceğini anlamış ama bizim için kendini zorla- yarak her kaşıkta birimizi hatırlayıp bizim için yemeye çalışmış. Eğer o gün onu yemeseydim bir daha asla yiyemezdim demişti.

     Allah’a çocuklarımı ve ailemi bir daha görmeden canımı alma diye yalvarmış. Hastanede yatarken geçirdiği günler son on günüymüş.

     O hasta yatarken ben de yaşayan bir ölüydüm, sanki bu dünyada yaşamıyordum, nefes alıp vermek bile benim için çok zordu. Hastaneye ilk yattığı zamanlar iyi gibiydi, hastaneye de yürüyerek gitmişti.

     Doktor, her şeye hazırlıklı olun her an herşey olabilir dedi. Dünyam zindan oldu başıma yıkıldı.

 

O BİZE, BİZ ONA DOYAMADAN GİTTİ

 

     Bir yandan ayakta durmaya, eşime bir şey belli etmemeye çalışıyordum. Bir yandan da çocuklara hiçbir şey söyleyemiyordum. Allah’tan ümit kesilmez iyileşir inşallah dedim ama olmadı. Sonra kabullendim. Takdir-i ilahi.

     Hiç yatağından kalkamayan adam saygıyla aşkla şevkle doğruluveriyordu. Gözlerinin içi parlıyor, mutlu oluyordu. Selamlarını alıyor elini başına koyuyordu, sağ elini kaldırıp bir şey istiyordu. Ben de tüm bunları dua ederek izliyordum. Bana akan suları yeşillikleri gösteri- yordu. Gülten! “Akan sulara yeşilliklere bak!” diyerek karşı duvarı gösteriyordu.

     Sonraki gün hepimizin ismini tek tek sayıklamaya başladı, meğer bize veda ediyormuş da haberimiz yokmuş.

 

HEPİMİZ ORDAYDIK, ALİ YEKTA’M YOKTU


     Gece hızlı hızlı nefes alıp vermeye başladı sürekli kelime-i şehadet, kelime-i Tevhit getiriyordu. Biz de başında Kur’an-ı Kerim okuyorduk. Ali Yekta olmayınca zorlanıyor diye düşündüm Ali Yekta’nın üzerindeki kıyafetleri getirin dedim Mevlüt’ün üzerine koydum. Onun kokusunu alınca sakinleşti, hiç sesini çıkarmadan sessizce gideceği menzile (Allah’a) yürüdü. Yıkandıktan sonra yüzünün öyle güldüğünü görünce çocuklara babanız çok güzel bir yere gitti inşallah dedim. Rabbim orada bize sekine indirdi, bir teselli verdi sanki.

Solverwp- WordPress Theme and Plugin