Selahattin Sevi
(Gazeteci)
Özgürlüğü için Türkiye’den Yunanistan’a geçerken Meriç Nehri üzerinde bindiği botun alabora olması sonucu hayatını kaybeden satranç şampiyonu, üniversite öğrencisi Mahir Mete Kul’un kabri, 2022’nin Mayıs ayında kendisiyle aynı kaderi paylaşan KHK mağduru Nurdan Şenocak Gündüz’ün yanına taşındı. Hayatının baharında genç bir gazeteci olan ve 21 ay cezaevinde tutulan Barbaros Kaya’yla (23), 2019’da Mahir Mete ile aynı günlerde Meriç’i geçmişti. Ondan bu haberin peşine düşmesini istemiştim.
Lise yıllarında öğrencim olan Barbaros’a verdiğim bu ilk profesyonel iş olmuştu, kendisi Atinadaydı. Yunanistan’a geç-
tiğini de haber verdiğinde onu
Ünzile Anne’ye yönlendirdim.
Mahir Mete Kul’un annesini başlattığı oturma eyleminde bulmuştu.
2008 yılında Atina’da polis kurşunu ile hayatını kay- beden 15 yaşındaki Alexis’in katledildiği yerdeki anıtın olduğu yerde tanıştılar.
Mahir Mete Kul ile Barbaros Kaya arasında çok az yaş farkı var. İkisi de sebebini bilmediği ve anlayamadığı ithamlarla Türkiye’de hapis yattı. Hatta aynı zaman dilimlerinde cezaevinde oldukları dönem.
“Silivri Cezaevi’nde birlikte bulunduğumuz 1 aylık zaman dilimi var.” diyen Kaya, yaşadıklarını ve hissettiklerini ikisi adına şöyle anlatıyor: “O, 10 ay hapis yattı ve tutuksuz yargılanmak için serbest kaldı. Ben 21 ay hapis yattım ve 9 yıl hüküm yedikten sonra Yargıtay onaylayana kadar dışarda özgür – ne kadar özgürse artık- yaşamama lütfettiler.
Yargılandığım Ağır Cezada Mahkeme başkanı bana, “Seni şimdi serbest bırakıyorum, Yargıtay onaylayınca paşa paşa yatacaksın, tamam mı?” dediğini asla unutamıyorum. Bence Mahir’in de esas düşündüğü olasılık buydu. Çünkü içerden çıkmıştık ve orada yaşadıklarımızı asla tekrar yaşamak istemiyorduk. Bunun için Meriç’te boğulmayı bile göze alabiliyorduk.”
SATRANÇ ŞAMPİYONU HAYAT DOLU GENÇ: MAHİR METE
Meriç’in sularında yiten ve annesinin çabalarıyla cenazesi bulunan Mahir Mete Kul da kendini, “Beykent Üniversitesi’nde yüzde 50 burslu bilgisayar mühendisliği okuyorum. 12 bin 775 lirayı ücretli öğretmenlik yaparak ödüyorum. Satranç antrenörlüğü sertifikam var, çocuklara öğretmeyi seviyorum bu işi” diye anlatan hayat dolu bir gençti.
20 yaşında, bir satranç turnuvasından evine dönerken polisin Genel Bilgi Toplama (GBT) sorgulaması için içinde bulunduğu araç durduruldu. Gözaltına alındı. Örgütsel faaliyet iddiasıyla tutuklandı. Bir müfterinin ithamlarıyla hayatı karardı. Tutuksuz yargılanmak bırakıldığında ise annesinin bulunduğu Yunanistan’a doğru özgürlük yolculuğuna çıktı. Oradan da sonsuzluğa kanat çırptı.
Beykent Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği okuyan ve ikinci sınıf öğrencisi olan Mahir Mete Kul ise 10 ay boyunca tutuklu kaldı. İlk mahkemesinde tahliye edilen Kul, okuluna dönemedi. O da annesi ve ağabeyi
gibi Meriç’ten geçerek Yunanistan’a ulaşmayı denedi. Anne Ünzile Araz ise süreci şöyle anlatıyor: “Bir gün önce beni aradı ve telefonda uzun bir görüşme yaptık. Sabah Meriç kıyısındayken saat 05.00’de aradı. ‘Anne başkalarının tarlalarından yürüyoruz’ diyebilmişti ve ‘Annem merakta kalmasın’ diye ‘öptüm’ mesajı bıraktı. Bu oğlumla son görüşmemizdi.”
O sırada Ünzüle Araz, oğlundan Meriç Nehri’ni geçtiği haberini alması için bir saat telefonun başında sabırsızlıkla bekledi. Fakat telefonun ucunda oğlu değil arkadaşı Sadık Şahbaba vardı. Yıkıcı haberi ciğerleri delercesine verdi: “Bot bir ağaca takıldı ve alabora oldu. Ben sürüklenerek Yunan tarafına çıktım ama Mahir kayboldu!”
Kaybolan Mahir’in daha sonra cesedine ulaşıldı ve Atina’da defnedildi. Yaklaşık 3 yıl sonra ise zulümden kaçarken Ege’de boğularak hayatını kaybeden KHK’lı kâtip Nurdan Şenocak Gündüz’ün Kos Adası’ndaki kabristanın yanında toprağa verildi. Mahir Mete ile Nurdan’ın dünya görüşü farklı olsa da, ortak noktaları aynı zulmün ve zalimden kaçarken, sürgün hayatında aynı kabristanlığı paylaşmalarıdır.