Levent Kenez
(Gazeteci-Yazar)
Günlerdir tedavi gördüğü hastanede hayatının son günlerini yaşayan kadının vasiyeti, kızlarının kendisini
daha sık ziyaret edebilmesi için Ankara’ya defnedilmekti.
Aynı evi paylaştığı büyük kızını en son mahkemede görmüştü.
Artık yürüyemeyen 80 yaşındaki anne, tekerlekli sandalye ile de olsa kızına yanında olduğunu göstermek istemişti.
Yorgundu, kızgındı. Duruşma salonunda söylendi durdu. Hakim “Teyze bir sus ya” diye uyarana kadar. Takvimler 13 Eylül 2017 çarşambayı gösterirken 6 aydır cezaevinde olduğu için ayrı kaldığı kızından bu kez temelli ayrıldı. Gölbaşı’nın İncek Mahalle mezarlığına doğru son yolculuğuna çıkmak için Batıkent Cemevi’nde kızının gelmesini bekliyordu.
Kocaeli Kandıra Cezaevi’nden yola çıkan Aysel Tuğluk izin işlemleri geciktiği için geç saatlerde Ankara’ya varabilmişti.
Defin işlemi bu yüzden akşam karanlığına kaldı. O ana kadar ajansların “Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk vefat etti” diye geçtiği rutin haberler ülke tarihinde utanç vesilesi olacak başka bir hikâyeye doğru evirilmeye başlamıştı.
Akşamın karanlığında mezarlıkta sadece ailesi, sevenleri ve partililer yoktu sadece “Buraya teröristin gömülmesine izin vermeyiz” diyen insanlar da çıkagelmişti.
Cezaevinden Aysel Tuğluk’un katılacağı belli olan cenazeye elbette polisler önceden gelmişti. Mahkemede “Polis abiler” diye bahsettikleri memurlardan defnedilenin 80 yaşında yaşlı bir kadın olduğunu öğrenmeleri saniyeler alacak bir detaydı. Belli ki bunun artık bir önemi yoktu.
VANDALİZMLE MEZARLARI BİLE AYIRDILAR
Israrla “Bize terörist var dediler, ondan geldik” diyeceklerdi. “Kim size bunu söyledi?” diye sorulunca sessiz kalmayı tercih ederek.
Tekbirler arasında “Şehitler ölmez, vatan bölünmez sloganları” atan 100’e yakın saldırgan cenaze sahiplerine küfürler savurdu.
Şimdi acılı aile için zor bir karar verme vaktiydi. Ya mezarına indirilmiş yaşlı kadının bedenini toprakla kapatıp, “Acaba saldırdılar mı?” diye her gün endişe etmek ya da lanet orası o yerden naaşı alıp gitmek.
Aile ne mahalleliye ne de polise güvendi.
Sinir krizleri içerisinde yaşlı anneyi tekrar cenaze arabasına naklettiler. Polis koruması altında istikamet Dersim olacaktı.
Annenizi kaybetmişsiniz, son göreviniz için cezaevinden gelmişsiniz ve aklınıza hiç gelmeyecek şey olmuş; cenazenize saldırmışlar.
Yürek kaldırmayacak bu travmaya Aysel Tuğluk da dayanamadı ve o günü hiç unutamadı. Kendisini dünyaya kapatan Tuğluk cezaevinde daha da kötüleşti, doktorlar demans teşhisi koydu, cezaevinde kalamaz raporuna rağmen hâlâ orada.
TUTUKLU SALDIRGANIN SÜLEYMAN SOYLU’YLA FOTOĞRAFI ÇIKTI
Saldırganlardan 48’i gözaltına alındı, 3’ü tutuklandı. 20 gün sonra ilk duruşmada hepsi tahliye edildi.
Bazıları terörist gömülüyor diye milli hassasiyetlerinden dolayı orda olduklarını, bazıları kalabalığı görünce geldiğini, kimisi kendilerine küfür edildiği için küfür ettiğini, bazısı da yaşlı bir kadın olduğunu bilseler asla yapmayacaklarını söyledi.
Merhumun ikametgahının ne zaman taşındığını bile bildikleri ortaya çıkan kişilerin nasıl olur da cenazenin yaşlı bir insana ait olduğunu bilmedikleri cevapsız kaldı.
“Terörist” cenazesi olsa sanki haklıymışlar gibi. Tuğluk’un saldırı sonrası “Toplumdan tek ses halinde gelen lanetleme, kınama beni umutlandırdı.
Annemin cenazesi umut ederim ki bazı şeyleri sorgulamamıza gözden geçirmemize sebebiyet versin” temennisi hiç gerçekleşmedi.
İhtimal, kendisi de böyle bir temennide bulunduğunu artık hatırlamıyor.
Tutuklu saldırganın karakolda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla fotoğraf çektirmişti.