Ümit Kıvanç
(Yazar, t24.com)
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 15 Temmuz darbe girişiminde ölen darbeci- lerin gömüleceği bir “Hainler Mezarlığı” kurdu. Belediye Başkanı Kadir Topbaş bunun arkasındaki düşünceyi, “kuralım ki, gelen geçen lanet okusun” cinsinden nezih (!) ifadelerle açıklamıştı.
Şimdi biz, kahvaltı masasında başından vurulan anaların ülkesi olmaya, narin bedeni buzluklarda saklanan çocukların ülkesi olmaya, ana kucağında vurulan bebeği hastaneye götürmeye çabalarken vurulan dedenin ülkesi olmaya, ana karnında vurulan bebeğin ülkesi olmaya, kendi şehirlerini yıkan devletin ülkesi olmaya, kendi şehirlerini yıkarken sevinen, coşan, duvar yazılarıyla, sosyal medya mesajlarıyla katliamlarını kutlayan silahlı üniformalı devlet görevlilerinin ülkesi olmaya, kimin yöneteceği güya seçimle belirlenen ama seçim iktidarı değiştirecek gibi olunca milyonlarca insanın iradesinin helaya atıldığı ülke olmaya, iktidardakilerin çalmasının çırpmasının onlara tapınılmasına engel olmadığı gariban bir memleket olmaya, haksızlık, adaletsizlik ve eşitsizliğin kutsandığı, “ayaklar baş m olsun!” ayinlerinde kendinden geçenlerin ülkesi olmaya, kendinden farklı kimseye komşu olarak dahi tahammül edemeyenlerin ülkesi olmaya bir devâsâ günah daha ekledik.
HANGİ AYET, MERHAMETTEN YOKSUN BU KEPAZELİĞİ VE YÜREKSİZLİĞİ MEŞRU KILACAK?
“Hainler Mezarlığı” kurduk. Hainler Mezarlığı kuran haindir. Uzayacak lafın kısa hali bu. Hain, adı üstünde, bir şeye ihanet etmiş.
Hainler Mezarlığı kuran Müslüman dîne ihanet etmiştir. İki kere iki dört.
Yok, Batı’nın ilmini istemeyiz, ikiyle iki dört çıkmasın, derseniz, başka bir ilim bulun getirin.
Hangi ayet bu merhametten yoksunluğu, bu hem kalpsizliği hem yüreksizliği meşru kılacak?
Ölü çocuğun anasını yuhalamaya cevaz veren ayet mi?
Haydi, iktidarların bekası için uydurulmuş hadislerden birini çıkarın koyun önümüze.
Veya siz de girişin hadis uydurmaya.
Bundan epey muktedir ekmek yemiş, siz de durmayın. Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz?
“Samimi Müslüman” diye bir insan kalmasın mı istiyorsunuz?
İktidarınıza hizmet etmek dışında Müslümanca bir gaye kalmasın mı istiyorsunuz?
Benim gibi salaklar, dindar olmadığı halde dindardan ahlâk, vicdan, şu bu bekleyenler, çoktan anladık bu işin en azından bu topraklarda genel bir kültür ve davranış kodu haline gelmeyeceğini de, yine kanımızı damarımızda dondurmayı, en ahlâksız vicdansız kötü kalpli caniden beklenmeyecek haltları geçerken, öylesine, korkunç, yani korkutucu bir tabiîlikle yemeyi nasıl becerebiliyorsunuz?
Nasıl bir malzemeden yapıldınız siz?
İçinize hiç mi ruh koymadılar, hiç mi vicdan, hiç mi o… nasıl tarif edeceğimi bilemediğim şeyden eser olmaz..?
Hainler Mezarlığı, üstelik, farkındaysanız, yaşadığımız yerin ismidir. Yaşadığımız ortamın. Yaşadığımız hayatın.
Burada herkes doğuştan haindir.
Hiç kimsenin hain ilan etmeyeceği hiç kimse yoktur burada. Kemal Paşa haindi. Vahdettin de. Anzavur haindi. Kuvayı Milliye de. Çerkes Ethem haindi. İzmir Suikasti tertipçileri de. Gayrimüslimler haindi. Müslümanlar da. Aleviler haindi. Kürtler haindi. Komünistler zaten.
ŞEYH SAİD, NAZIM, SAİD NURSİ, MENDERES, DENİZ’LER HAİNDİR!
Kimse kimseye hiçbir zaman sormadı, sen kimsin ki birilerini hain ilan ediyorsun, demedi.
Baş tacı ettiklerin silahlarını sana çevirdik- lerinde hain oldular, başkalarını vurduklarında kahramandılar.
Ölen öldürene, kahramanlar hainlere karıştı, deli bozuk bir toplum yaratabildik; cahil, aldırışsız, duygudaşlık tanımayan, mütemadiyen birbirinden nefret parçalarına ayrılan.
Şimdi birileri, çocuklarımız, torunlarımız da maazallah bu delilikten sıyrılır diye, tedbir mahiyetinde, Hainler Mezarlığı kuruyor.
Ve bunu kuranlar güya dindar.
Böyle korkunç bir iş için size yetkiyi kitabın, dinin vermediğini şükür ki biz bile biliyoruz.
Kim meşrulaştıracak bu insanlık suçunu?
Kendi gibi olmayanı köle etmek isteyen din âlimleriniz mi? Kim diyecek, ölüm eşitlemez, ölen hainin cezasını Allah değil kalan sağlar verecek diye, kim? Neyse ki belanızı kimin vereceği konusunda karanlık bir nokta yok.
Çok merak ediyorum; ama gerçekten çok merak ediyorum; “Hainler Mezarlığı” tabelasını gördüğünde ağlayan kaç kişi yaşıyor bu topraklarda?