Rejimin genç yaşta öldürdüğü Hâkime Gülsüm Coşar!
Kemal Karafil
(Hakim)
Bağımsız ve tarafsız bir yargı, bağımsız bir medya ve basın, diktatörlerin hiç hoşlanmadığı, ele geçirmek ve susturmak istedikleri iki önemli unsur.!
Zira bunlar olduğu sürece hukuk dışı kararlar yürürlüğe konulamaz ve halk uyutulamaz.! Tüm bu nedenlerle iktidarlar, yargı ve medyayı bağımsız kılma konusunda pek istekli olmazlar.
iLK iŞ ‘NERDEN BULDUN’ YASASINI KALDIRMAK OLDU
İktidara gelir gelmez ‘’Nereden Buldun ‘’ yasasını yürürlükten kaldıran, birçok yolsuzluğa ve suça bulaşan AKP hükümeti, bilhassa 17-25 Aralık 2013 tarihli 4 bakan ve çocukları ile ilgili yolsuzluk ve rüşvet soruştur- maları sonrası, yargıyı ve medyayı tamamen ele geçirme, yandaş kılma konusundaki girişimlerini hızlandırmışlardır.
2012 sonrasında AKP hükümeti Ergenekon ve çetelerle ittifak ederek tüm tutuklu Ergenekon ve Balyoz hükümlüleri tahliye edilir ve karşısında engel olabilecek en eğitimli ve donanımlı insanları tasfiye eder. Özellikle de yargıyı yandaş kılmak için elbirliğiyle fişleme ve tasfiye işine girişilir.
Bunun için Yargıda Birlik Platformunu kurarak, HSYK seçimlerinde kendilerine destek olmayan herkes fişlenir ardından listelerinin kazanması koşuluyla tüm hakimlere maaş zammı (rüşveti ) ve sicil affı vaadinde bulunulur.
Adil geçmeyen seçim yarışında, seçimleri AKP’nin kurdurduğu Yargıda Birlik Platformu listesi kazanır. Ve göreve başlar başlamaz önce fişledikleri hakimleri görevlerinden alarak zamansız şekilde ve tayin ilke-yönetmeliğine aykırı olarak kış ortasında sürgün ederler. İki yıl içinde 30 a yakın kararname ile yargıyı hallaç pamuğuna çevirirler.
Fakat bunlara rağmen istedikleri tutuklama kararları verilmiyor ve sürgün kararları hukuksuz olduğu için idari yargıdan geri dönüyordu. Öyle bir plan yapmalılardı ki, bu bahane ile tüm hakim savcıları, kendilerine engel olan kolluk görevlilerini, asker, akademisyen ve herkesi ihraç edilmeliydi.
30 YILDA YAPAMADIKLARINI BİR GECEDE KHK’LARLA YAPTILAR
Onlara öyle bir Allah’ın lütfu lazımdı ki, 30 yılda yapamayacaklarını bir gecede KHK’larla yapabilsinlerdi.
İşte her ne tesadüf ise, tam bu zamanlarda
15 Temmuz kumpası gerçekleşir. AKP ve bağımlı yargısı tarafından bilerek aydınlatılma- yan 15 Temmuz’da şehit edilen 251 vatandaş ve binlerce yaralının sorumlusunu, tasfiye etmek istediği bu kişilere mal ederek hepsini sorgusuz sualsiz bir şekilde ihraç edip terörist ilan ederler.
Hâkim Gülsüm Coşar ve eşi Aykut Coşar da, AKP’nin, gayrİ, meşru emellerini, yolsuzluk ve hukuksuzluklarını gerçekleştirmek için engel olarak gördüğü hakimlerdendi.
İlk görev yerleri olan Gaziantep’te çalışırken, 15 Temmuz bahane edilerek evleri basılır.
Darbeye teşebbüs ve silahlı terör örgütü üyeliği’’ gibi çok ağır bir suçlama ile gözaltına alınırlar. Duruşma da hâkim’e bu suçlamanın delillerini sorarlar. Hâkim delil olarak SADECE HSYK’nın açığa alma yazısını gösterir. Bu da 2014 HSYK seçimlerinde her ilde oluştu- rulan fişleme listelerinden başka bir şey değildi. Hâkime hanım hamile olduğu ve doğumuna çok az süre kaldığı için tutuklanmaz, fakat eşi tutuklanır ve kaldıkları lojmandan atılırlar.
Göstermelik olarak yapılan yargılamada, arkadaşları ile çay içip sohbet ettikleri, Hizmet hareketine yakın oldukları gerekçe gösterilerek eşi Aykut’a 9 YIL 2 AY, kendisine ise 7 yıl 6 ay hapis cezası verilir. Hâkim Gülsüm Coşar, karar Yargıtay tarafından onanırsa minik yavru- su ile cezaevine gireceğini düşünerek çareyi çok sevdiği ülkesinden ayrılmakta görür.
Kasım 2020 de Meriç üzerinden Yunanistan’a oradan da Almanya’ya geçer. Almanya da mülteci kampında iken, 1 Eylül 2021 tarihinde, genç kalbi bu sıkıntıları daha fazla kaldıramayarak yaşamını yitirir. Geride gözü yaşlı 5 yaşındaki Yusuf ve cezaevinde tutuklu eşini bırakıp tüm sevdiklerini yasa boğar.!
Mezar taşındaki bir sözle bitireyim: “Uçmayı öğrenmeden göçmeye mecbur bir kuş kalbimiz.” Mekânı cennet olsun.