YitenCANlar

Adsız tasarım (3)

Gökhan Açıkkollu

Doğum tarihi: 

Vefat tarihi: 

Vefat sebebi: 

Mesleği:

01.04.1974

05.08.2016

Gözaltında İşkence

Tarih Öğretmeni

yiten canlar

‘İşkence ile seni bizden alanlar peşimizi bırakmadı, evlatlarımızla ülkeyi terk etmek zorunda kaldık’

Tülay Açıkkollu

(Eşi)

     Eşim Gökhan Açıkkollu, evinden gözaltına alındığı andan itibaren kötü muameleyle karşılaştı. Komşularının anlatımına göre evindeyken şeker krizi geçirdi. 13 gün boyunca işkence gördü. Kafası duvarlara vuruldu, sert darbelerin etkisiyle kırılmaz camlı gözlüğü, kaburgaları kırıldı. Sağlık kontrollerinde doktorlara sürekli darp edildiğini yüzlerce kez tekme ve tokat yediğini anlattı. Şeker ve panik atak rahatsızlığı olduğunu söyledi. Ama kimse dinlemedi. İlaçlarını ulaştırmak için günlerce uğraştık. Gözaltında iki kez şeker komasına girdi. İnsülin iğneleri polislere teslim edilmiş olmasına rağmen, 100 iğneden sadece 4’ünün kullanıldığı eşyaları geri verildiğinde ortaya çıktı. Gökhan Öğretmen, işkence ve kötü muameleye 13 gün dayanabildi.

     5 Ağustos 2016’da İstanbul Emniyet’inin C-3 Nezarethanesinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Terör örgütü üyesi olmakla suçlandı.

     15 Temmuz’dan iki gün sonra KHK ile görevinden uzaklaştırıldı. Ve vefatından 2 yıl sonra, 20 Şubat 2018’de ise işkenceci devlet “pardon” diyerek, eşimi görevine iade etti. Suçsuzluğunu ‘göreve iade’ yazısıyla ilan etti.

     Eşimle hasbihal sadedindeki mektubumu sizlerle paylaşıyorum:

 

GÖKHAN’A MEKTUP!

 

     Canımız, kıymetlimiz, kahramanımız,

     Sen gittin.

     Bize çok ağır ama bir o kadar da gurur duyulası bir miras bıraktın.

     Geride öyle hoş bir sada bıraktın ki tanıyan tanımayan herkes senden hayırla bahsediyor.

     Görülen rüyalarda şehitlik emareleri okunuyor. Biliyoruz sen şehit oldun ve hâlâ görevinin başındasın. Onun için öldün değil, gittin diyorum.

     SEN GİTTİN. Senin böyle acı bir şekilde gitmene sebep olan zalimler hız kesmeden zulümlerine, işkencelerine devam ediyor. Senden sonra 1000’e yakın kişi bu zulmün pençesinde can verdi. Bizler, sevdik- lerini kaybedenler olarak acımızı paylaşan, birbirine destek olan, mutlu anlarımızda da birbirini yalnız bırakmayan kocaman bir aile olduk ve “Biten Hayatlar” ailesi olarak her gün ailemize yeni bireyler katılmasın, daha fazla can yanmasın diye dua ediyoruz.

     SEN GİTTİN. 3 yıl sonra 45 gün arayla babamı ve yengemi kaybettik. Baban felç geçirdi. İşkence ile seni bizden alanların peşini bırakmadığım için hakkımda dava açıldı. Evlatlarımızla ülkeyi terk etmek zorunda kaldık. Bu kadar acıya bir de gurbeti ekledik.

     SEN GİTTİN. Oğlumuz Avrupa’nın en güzel üniversitelerinden birinde bilgisayar mühendisliği okuyor. Kızımız liseye başlayacak. Kısa sürede çok büyük başarı elde ettiler hep istediğin gibi.

     SEN GİTTİN. Namın tüm dünyaya yayıldı. Hakkında belgeseller çekildi, adına şarkılar yazıldı. Kırık gözlüğün zulmün sembolü oldu. Hayatın gibi gidişinle de çok büyük hizmet ettin. Arkadaşlarını korumak için canını feda ettin. Sen gidince nezarethanedekiler ne dediler biliyor musun? “ Gökhan Hoca vefat edince Vatan Emniyet’te bir süre işkenceler durdu da biraz nefes alabildik.”

     SEN GİTTİN. Bize de öyle zor bir hayat kaldı ki! Tek başına mücadele etmek çok zormuş. Bir yandan yaşananlarla mücadele ederken bir yandan gurbete uyum sağlamaya çalışmak, bir yandan da yaşanma ihtimali olanları düşünmek beni çok yoruyor, sabrım dağılıyor. Çocukların başarılarını göremedin diye üzülürken, onların babasız yaşayacakları buruk mutlulukları hayal ettikçe acım katmerleniyor. Onlar evlenirken yanlarında olamayacaksın, torun sahibi olmanın tadına varamayacaksın diye kafamda kurgulayıp acıma acı katıyorum. Ama her şeye rağmen  bu sözden hoşlanmasam da hayat devam ediyormuş.

     SEN GİTTİN. Hayalini kurduğun, duasını ettiğin gibi şehit oldun. “Beni köyümün yağmurlarında yıkayıp şuraya da gömsünler.” diye espri yaptığın mezarlığa defnedildin. Hala mevcut olan korku atmosferine rağmen seni tanımayanlar bile mezarını ziyarete geliyor. Dünyanın dört bir tarafından, adına dualar edilip, hatimler okunuyor. Kongo’da adına su kuyusu bile açıldı. Allah sana neler lütfetti.

     SEN GİTTİN. Avukatla bana son gönderdiğin mesaj “ Eşime onu çok sevdiğimi söyleyin.” oldu. Ben de seni çok sevdiğimizi iletmesini istedim ama avukat seninle görüşemeden göçüp gittin.

     SEN GİTTİN. Çok ağır, çok güzel bir miras bıraktın. Davan, hukuki mücadelen, manevi mirasın, evlatların bana emanet. Yaşadığım sürece, gücüm yettiğince bu emanetlere sahip çıkmaya çalışacağım. Avukat mesajımı iletemese de buradan haykırarak söylüyorum: Seni çok seviyorum, seni çok seviyoruz. Allah senden ebeden ve daimen razı olsun. Cennette kavuşmak duası ve umudu ile sözlerimi mezar taşına yazdırdığım cümleler ile bitiriyorum:

 

GÜZEL HAYATINI GÜZEL BİR ÖLÜMLE TAÇLANDIRDIN. RABBİM BİZLERİ ŞEFAATİNE NAİL EYLESİN.

Solverwp- WordPress Theme and Plugin